Asabiyim Ben
Pedro Almodovar'ın yapımcılığını üstlendiği
film, içinde 6 farklı trajik ve gerilim dolu hikayeler barındırıyor. Sistemdeki bozuklukları ve bunların hayatımıza yansıyan olumsuz
etkilerini farklı ve başarılı bir anlatımla karşımıza çıkaran yönetmen Damien
Szifron u gerçekten böyle farklı bir filmi bize sunduğu için tebrik etmek
gerek. Daha önceleri “21 Gram”, “Amores Perros” ve özellikle bir Ps3 oyunu olan
“The Last of Us” için yaptığı müziklerle tanınan Gustavo Santaolalla ya ait muhteşem bir
jenerik müziği ile başlıyor film. Daha ilk bölümle sizi içine çekmeyi başaran
yapım peşinden gelen bölümlerdeki ilginç ve şaşırtan olaylarla daha da
büyülüyor. İlk iki hikayeyi kısa tutan yönetmen üçüncü hikayeden sonra süreleri
biraz daha arttırıyor ve aynı zamanda filmin biraz daha havasını değiştirerek biraz
daha sarsıcı hikayelere yöneliyor. Günlük hayatta yaşanan hepimizin başına
gelebilecek olayları anlatan film size de kendinizi sorgulamak için bayağı
zaman veriyor. “Asabiyim Ben” adından da anlaşılacağı gibi asabilik,aldatma, yolsuzluk,intikam
gibi duyguların hayatımızı nasıl etkilediğini ne boyutta olaylara yol açacağını
en önemlisi öfke kontrolünü kaybetmenin
yarattığı trajediyi çok güzel parlak bir zeka ile sunuyor.
İlk Hikaye : Uçakta yaşanan iki kişi arasındaki
diyalogların ardından kısa sürede ortak birçok noktaya sahip kişilerin konuya
dahil olmasını ve yaşanan gerginliği anlatıyor. Suçlamalar üzerine yapılmış
kısa ve çarpıcı bir bölüm.
İkinci Hikaye:
Bir
restoranda yaşanan olayda garson kız ile ansızın gelen bir müşteri arasındaki
geçmişte yaşanan intikam hesaplaşması anlatılıyor. İlginç bir finale sahip kısa
bir hikaye.
Üçüncü Hikaye: Diğerlerine göre gerilim dozu en yüksek olan bu bölümde
yolda birbirleriyle atışan iki araç sahibinin öfkeleri sonucunda yaşananları anlatan sağlam ve
çarpıcı bir olay anlatılıyor. Yıllar öncesinden “Flashdance” filminin soundtrack
inden harika iki parça da bölüme eşlik ediyor.
Dördüncü Hikaye: Bu bölüm filmdeki en çok beğendiğim birinci
hikaye oldu. Bunda tabiî ki “El secreto de sus ojos” (Gözlerimdeki sır)ve “Septimo”
dan tanığımız usta uyuncu Ricardo Darin in payı çok büyük. Bizlere en fazla
ders veren bu bölümde bomba uzmanı bir
adamın park ettiği arabasının haksız yere çekilmesi üzerine şirkete karşı verdiği
mücadele anlatılmakta. Sistem sorgulaması üzerine yapılmış zekice bir hikaye.
Beşinci Hikaye: Bu seferki hikayede avukat ,polis
memuru, yalancı şahit ve bir babanın üzerine kurulu etkileyici diyaloglara
şahit oluyoruz. Bu bölümde ise,alkollü
iken sürdüğü araçla hamile bir kadına çarpıp ölümüne sebep olan oğlunun ceza
almaması için direnen bir babanın her türlü yolsuzluğa nasıl boyun eğdiği
anlatılıyor. Paran varsa her şeyi elde edersin mantığını en güzel anlatan bir
hikaye.
Altıncı Hikaye: İkinci olarak en çok beğendiğim oldukça akıcı ve güzel bir hikayeye sahip olan bu
bölümde bir düğün sırasında yaşanan aldatma trajedisinin ortalığı nasıl
karıştırdığını görüyoruz. Bir anda meydana
gelen olayların çok güzel giden bir ortamı nasıl kararttığını izlerken şaşırmadan yapamıyoruz. Çalan nefis balkan
parçaları eşliğinde adeta bu bölüm bize Tarantino filmlerini hatırlatıyor. Oldukça
keyifli enteresan tam bir kara mizah örneği olan bir hikaye.
Bu filmin yıllar sonra da çok konuşulacağından emin olmakla beraber tüm sinema sevenlere şiddetle tavsiye ederim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder